Güneş ve Rüzgar Enerjisinde Türkiye'nin Durumu
.
23.02.2015
GÜNEŞ ENERJİSİ
Şu anda ülkemizde güneş paneli üretiminde %100 yerli sermaye ile kurulmuş 15, Türkiye-Çin ortak sermayesi ile kurulmuş 1 şirket var. 2015’in ilk üç ayı sonu itibarı ile bu rakamın 20’ye çıkması bekleniyor. Şu anda sektörün toplam üretim kapasitesi 1 GW civarında. Türkiye-Çin ortak sermayeli CSUN dışında, bu tesislerin hiçbirinin güneş hücresi üretme kabiliyeti yok.
Evirici (inverter) gibi solar elektroniği, kablo, konnektör gibi “yan sanayi”kabul edilebilecek tüm diğer alanlarda %100 yerli üretim var. Bununla birlikte dünyanın en önemli solar elektroniği firmalarının hepsinin ülkemizde temsilcilikleri var.
Güneş sektöründeki en önemli problemler:
- Lisanslı başvurularda hiçbir ülkede olmayan ölçüm zorunluluğu. Yatırımcı kendi riskini kendi üstlenmeli. Zaten 6 ayda yapılan ölçümün sonuçlarının çok sağlıklı olması ve doğru bir modelleme yapılabilmesi mümkün değildir.
- Yine lisanslı başvurularda zaten kısıtlı olan marjinal tarım arazisi niteliğindeki yerlerde 1-2 km2 yere onlarca ölçüm direği dikilmesi ve bunun sonucunda kıran kırana geçmesi beklenen ihaleler.
- Sektörde denetleyici bir kurum ya da kuruluş olmadığı için çok düşük fiyatlar verilen projeler ve bu düşük maliyetli projelerin gerçekleştirilebilmesi için kaliteden taviz verilmesi neticesinde mağdur olan yatırımcılar.
- Lisanssız sektörde 100 kw altındaki GES’lerde başvuru bürokrasi ve maliyetlerinin çok fazla olması ve bunun muhtemel yatırımlarının önünü tıkaması
- Hem Enerji hem de Tarım Bakanlıklarınca desteklenen güneş enerjili sulama projelerinde bile “tarımsal alana sulama yapılamaz” gerekçesi ile şebeke destekli projelere başvuru yapılamaması
- Lisanssız projelerde atıl durumdaki çatıların kiralanabilmesini sağlayacak bir yasal mevzuat olmaması
- Şu anda dünyada hızla büyüyen ve sektörün %20lik kısmını oluşturan “ev tipi uygulamaların” mevcuttaki uzun ve yüksek maliyetli bürokrasi nedeni ile yapılamaması
- Türk bankacılık sisteminin temiz enerji projelerine kaynak aktarma konusunda hala sadece EBRD gibi yurtdışı finansman kaynakları ya da Leasing dışında alternatifler yaratamamış olmaları
- 10 yıl alım garantisi süresinin dolmasını takip eden süreçte neler olacağının bilinmemesi
Çözüm önerileri:
- İlk fırsatta %18 KDV oranının aşamalı olarak %1’e düşürülmesi
- Ölçüm zorunluluğunun kaldırılması
- Lisanssız projelere bir öztüketim sınırı getirilerek (%30 gibi) trafo kapasitelerinin “çantacı” olarak tabir edilen kişi ya da şirketlere değil, tüketiminin belli bir kısmını kendi üretmek isteyen gerçek güneş yatırımcılarına tahsis edilmesinin sağlanması. Bu sayede şu anda yaşanan kapasite problemleri de ortadan kalkacaktır.
- Tamamen öztüketime yönelik 1 MW üstü GES’lerde lisans alma zorunluluğunun kaldırılması.
- 50 kw altındaki projelere başvuruların basit ve çok düşük maliyetli hale getirilerek, özellikle güney illerimizdeki evlerin çatılarının birer müstakil GES haline gelmesinin sağlanması ve bu sayede istihdam ve talebin artmasının sağlanması
- Güneş enerjisi sektöründe özellikle 50 kw altındaki projelere kurulum yapacak şirketlerin devlet tarafından da tanınan bir kurum ya da kuruluş tarafından belge ya da sertifikasının olmasının zorunlu hale getirilmesi.
- Tamamen öztüketime dayalı lisanslı hatta lisanssız projelerde, mahsuplaşmanın herhangi bir kur (TL ya da USD) üzerinden değil, kwh cinsinden yapılması; şirketin tükettiğinden fazlasını güneş enerjisinden ürettiği dönemlerdeki fazlasının, bunun tersi olan dönemlerde mahsup etmesini sağlayan bir mekanizma kurulması
- Özel ya da tüzel kişilerin mülkiyetinde olan çatı, otopark ya da benzeri yerlerde GES kurulabilmesi için gereken prosedürlerin basitleştirilmesi ve en önemlisi bu alanların söz konusu mülkün sahibi olmayan yatırımcılar tarafından da değerlendirilmesini mümkün kılan yasaların çıkarılması.
- İspanya’daki “1.000 Çatı” projesi gibi, belediyelerin apartman ya da müstekil evlerin uygun çatılarında güneş enerjisi kullanılmasını zorunlu hale getirecek bazı projelerin gerçekleştirilmesi
- Güneş enerjili tarımsal sulama yapmak isteyen yatırımcılar şebeke destekli kurulum yapmak istedikleri zaman, belirli bir gücün altındaki projelerde “tarıma elverişli arazide GES yapılamaz” şartı aranmaması.
- Mevcut durumda, tarım yapılan araziler üzerindeki binaların çatılarında da güneş yatırımı yapılamamakta. Bu durumda sadece “çatılar” için özel bir istisna yapılması ve çiftçilerin çatılarında kendi enerjilerini üretebilmeleri için imkan tanınması.
- Satın alma garantisinin 10 yıl bitiminde başarılı işletilmiş santraller için 5 ya da 10 yıl daha uzatılması, bu garantinin koşullarının o günkü ekonomik konjüktürlere göre revize edilebilir olması.
Güneş enerjisinde kurulu güç (tamamı lisanssız olmak üzere): yaklaşık 25 MW
Açıklanmış 600 MW lisanslı GESlerde ihalesi yapılmış toplam güç: 13 MW
Açıklanmış 600 MW lisanlı GESlere başvuru: yaklaşık 9 GW
Lisanssız GES’lere başvuru: 1.204 MW (Ekim 2014 itibarı ile)
Şu ana kadar onayı alınmış olan lisanssız GES: 450 MW
2023 yılı hedefi: 5.000 MW
RÜZGAR ENERJİSİ
2006 yılından itibaren tırmanışa geçen rüzgar endüstrisi, 2014 yılı itibarı ile kanat, kule ve tüm ekipmanlarını kendi imal edebilme kapasite ve kabiliyeti olan bir sektör halini almıştır. Kasım 2014 itibarı ile, başta yerli katkı payı oranlarının düzeltilmesi, sertifikasyon ve radarların izne tabi tutulması gibi ana sorunlarını Bakanlık ve EPDK yetkililerinin çalışmaları sonucunda değişen mevzuatlar sayesinde çözmüş ve ilerlemeye devam eden bir rüzgar enerjisi sektöründen bahsedilebiliyor.
Ancak güneş enerjisi sektörüne kıyasla çok daha oturmuş ve büyümüş olan bu sektörde de hala çözülmeyi bekleyen bazı sorunlar görünmekte:
- Orman Bakanlığından alınması gereken ağaçlandırma izinlerindeki problemlerin hala çözülememiş olması neticesinde , yatırımını durduran şirketlerin durumu
- 2 Mayıs 2014 tarihine kadar tüm başvuruların yatırımcılar tarafından yapılmış olmasına ve şartların tamamlanmasına rağmen, inşaat öncesi döneme ilişkin işlem-lerini bürokrasinin yavaşlığı ve kabulde yaşanan sorunlar nedeniyle sonuçlan-dırılamamış ve lisansını kaybetme tehlikesi olan şirketlerin durumu
- İnşaat ruhsatlarıyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan alınan harçların çok yüksek olması
- Özellikle Çeşme Yarımadasında yaşayan halkın RES’lere gösterdikleri tepki
- Yeni kurulacak RES’lerin ölçüm istasyonları için Orman Bakanlığından izinlerin çok geç çıkması
- Lisanssız projelerin bürokratik engeller ve yüksek maliyetli başvurular nedeni ile çok geç realize edilebilmeleri
- EPDK tarafından lisans verilmesi esnasında rüzgar enerjisi projelerinin yenilenebilir enerji kaynağı olduğu açık bir şekilde gösterilmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları için “ÇED Gerekli Değildir” belgesi istenmesine rağmen tatbikatta ÇED Gerekli Değildir Raporu (Proje Tanıtım Dosyası-PTD) ile ÇED Raporu arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. EPDK tarafından lisans verilmesi esnasında rüzgar enerjisi projelerinin yenilenebilir enerji istenmesine rağmen tatbikatta ÇED Gerekli Değildir Raporu (Proje Tanıtım Dosyası-PTD) ile ÇED Raporu arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.
- Ölçüm direği dikmek için Başbakanlıktan onay gelmesinin beklenmesi.
Bu sorunlar için çözüm önerileri ise şunlar olabilir
- Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın rüzgar enerjisine izin vermeyeceği alanları önceden belirleyerek EPDK’ya bildirmesi ve bu alanlara en başından lisans verilmemesi
- Rüzgar enerjisi projeleri için “ÇED gerekli Değildir Belgesi”, “ÇED Raporu” olarak dikkate alınması gerekliliği yasal düzenleme ile ortadan kaldırılması
- 2 Mayıs tarihine yetişmeyen projelerin gerekçelerinin denetlenmesi, bürokrasiden kaynaklanan nedenlerle inşaatına başlanamamış olanlar için ek süre tanınması
- RES projeleri onaylanırken çevreye, yöre halkına ve diğer sosyal faktörlere hiçbir zarar vermeyen ve tüm tarafların haklarına saygı gösterip, yöre halkı ile tam uzlaşma sağlamış olanlara onay verilmesi.
- Başvuruda yaşanan bürokrasinin karmaşık ve yüksek maliyetli olmasının önüne geçilmesi
- Ağaçlandırma izinlerindeki artış ve hesaplamaların, projenin fizibilite süresini uzatacak hale gelmesinden sakınılması ve ilgili tebliğin revize edilmesi.
- Ölçüm direklerinin Orman Bölge Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü onayından sonra Başbakanlık onayına gerek kalmadan dikilebilmesi
Rüzgar enerjisinde toplam kurulu güç (tamamı lisanslı olmak üzere): yaklaşık 3.424 MW
Temmuz 2014 itibarı ile bu yılda kurulmuş olan RES: 466 MW
Lisanssız RES’lere başvuru: 175 MW (Ekim 2014 itibarı ile)
2023 yılı hedefi: 20.000 MW